Tip 2 Diyabet (yani şeker hastalığı) tedavisi için daha önce uygun ve sağlıklı beslenmenin ve düzenli egzersiz yapmanın önemli olduğunu anlattım. Burada önemli olan şeker hastalığının sizinle ömür boyu beraber olacak bir hastalık olduğunu anlamak önemliydi. Neden? Çünkü o zaman yapmanız gerekenlerin bir zorunluluk değil, bir yaşam şekli olduğunu daha iyi anlayabilir ve kabul edebilirsiniz. Çünkü ancak sağlıklı yaşamaya dönük belli alışkanlıkların edinilmesi ile diyabete ait komplikasyonların ortaya çıkışı ertelenebilir.
Sağlıklı beslenme ve haraketli yaşam yada düzenli egzersiz bu kadar önemli ancak tedavi için yeterli değil ne yazık ki. Bu nedenle biz diyabetin (şeker hastalığı) tedavisi için ayrıca ilaçlar kullanıyoruz. Bu ilaçlar şeker düşürücü haplardan oluşuyor. Bunlara “oral anti diyabetik” adını veriyoruz. Yani diyabete karşı etkili olan ilaçlar.
Unutulmaması gereken önemli noktaları tekrar vurgulayalım:
• Tip 1 Diyabet ve Tip 2 Diyabet tedavilerinin amacı kan şekerinin uzun dönemli kontrolünü sağlamaktır.
• Kan şekeriniz devamlı yüksek seyreder ve siz onu uzun dönemli olarak kontrol altında tutamaz iseniz, şeker hastalığının yol açtığı;
- kalp hastalıkları ve kalp yetmezliği,
- damar tıkanıklıklarına bağlı inme ve kalp krizleri,
- böbrek tahribatına bağlı böbrek yetersizliği ve diyalize bağlı yaşamak gibi komplikasyonlar çok daha erken ortaya çıkar.
• Uzun dönemde kan şekerinin yapacağı bu komplikasyonlar dünyadaki ölümlerin ilk beş nedenleri içindedir.
• Tip 2 Diyabet ve yol açtığı hayati sorunların ve hastalıkların önlenmesi için kan şekerlerinizin çok düzenli ve normal seviyeler civarında tutulması, bu durumun da olabildiğince uzun dönemli olarak korunması bütün tedavilerin ana hedefidir.
• Tip 2 Diyabet tedavisi asıl olarak sizi bu komplikasyonlardan korumak yada olabildiğince geç karşılaşmanızı hedefler.
• Obeziteyle (şişmanlık) beraber olan Tip 2 Diyabetin en etkin ve kalıcı tedavisi metabolik cerrahi (obezite cerrahisi) ile mümkündür. Metabolik cerrahi seçilmiş ve kalıcı hasar yapmamış Tip 2 Diyabetli hastalarda hastalığın bulgularını tamamen ve kalıcı olarak ortadan kaldırabilir.
Kan şekerinin sıkı kontrolü ile komplikasyonlar arasında ki bu sıkı ilişkiyi gördükten sonra hiperglisemi (kan şekeri yüksekliği) nedenlerini konuşabiliriz. Hiperglisemi çok çeşitli nedenler ve çok çeşitli yollar ile oluşur. Bunların herbirinin tedavisine yönelik farklı etkili ilaçlar bu nedenle üretilmiştir. Bunun nedeni çok net olarak Tip 2 Diyabetin sürekli olarak ilerleyen bir hastalık olmasıdır. Bu nedenden ötürü tedavi sürekli olarak sizin ihtiyacınıza göre değiştirilmek ve yenilenmek zorundadır.
Kan şekeri kontrolü ne kadar olursa komplikasyonlar engellenir?
Bu sorunun cevabı Tip 1 ve Tip 2 diyabetli hastalarda yapılan çok merkezli çok hastalı iki büyük çalışma ile verildi. Bunlardan ilki Tip 1 Diyabetli hastalarda yapılan DCCT (Diabetes Control and Complications Study), diğeri de İngiltere’de yapılan ve Tip 2 Diyabetli hastaların incelendiği UKPDS (United Kingdom Prospective Diabetes Study) adlı çalışmalardır. Her iki kapsamlı çalışmada da normal kan şekeri düzeyinin çok az üzerinde seyreden kan şekeri bozukluklarında bile komplikasyonların ortaya çıktığı gösterilmiştir.
Yani hafif yükseklik var, çok da önemli değil gibi bir durum söz konusu değil. Tip 2 Diyabetin yol açtığı sorunların önlenmesi için mutlak kontrol elde edilmesi gerekir. Bu kontrol gücüne oral antidiyabetik tedaviler ve şeker dengeleyici hormon tedavisi birlikte ulaşabilir. Ancak sorun bu kontrolün kalıcı olamamasıdır. Metabolik cerrahinin gücü etkinliği bu noktada ortaya daha net çıkmaktadır.
Oral AntiDiyabetik İlaçların Çeşitleri
Oral antidiyabetiklerin çok farklı çeşitleri vardır. Bunları etki mekanizmalarına (yani ne şekilde şekeri düşürdüklerine) göre birbirinden ayırıyoruz.
1) şeker dengeleyici hormon salgısını arttıran ilaçlar
2) şeker dengeleyici hormon Direncini azaltan ilaçlar
3) Karbonhidrat emilimini yavaşlatan ilaçlar
4) İnkretin (ince barsak kaynaklı hormonlar) içeren ilaçlar
1) şeker dengeleyici hormon salgısını arttıran ilaçlar
Bu ilaçlar yemekten pankreasda bulunan ve şeker dengeleyici hormon üreten beta hücrelerini uyararak, şeker dengeleyici hormon salgısını arttıran ilaçlardır. Bu ilaçlar normal insanda olduğu gibi bir şeker dengeleyici hormon salgısı oluşturmaya çalışırlar. Normal insanda yemek yenmesi anında hızlı bir şekilde şeker dengeleyici hormon kana salgılanır. Bu şekilde incebarsaktan siniyeler içinde emilen basit şeker (yani glukoz) kanda artmaya başladığı andan, salgılanan bu şeker dengeleyici hormon karaciğerin bu şekeri almasını sağlar. Böylece ilk etapta bile kan şekeri normal düzeyde tutulur. İşte Tip 2 Diyabette bu çok erken ve hızlı şeker dengeleyici hormon salınımı bozulmuştur. şeker dengeleyici hormon salgısını arttıran bu ilaçlar, bozulmuş bu ilk faz şeker dengeleyici hormon salgısını yerine koymaya çalışırlar.
Bu ilaçların farklı çeşitleri olsa da benzer etkiler gösterirler. Bu ilaçlar kullanıldığında yemekten hemen sonraki kan şekeriniz yüksek kalır. Çünkü ilaçların kanda yeterli düzeye ulaşması zaman alır. Yemekten sonraki geç dönemde ise, kan şekeri çok düşebilir. Çünkü geç başlayan şeker dengeleyici hormon salgılatıcı etki, kan şekerinin düşmeye başladığı dönemde daha çok şeker dengeleyici hormon salgılanmasına neden olmaktadır.
Sülfanilüre türevi ilaçlar erken faz şeker dengeleyici hormon yanıtını düzeltmezler ve bu nedenle kullanılmazlar. Daha çok geç faz şeker dengeleyici hormon düzeylerinin arttırılması amacıyla verilirler. Bu nedenden dolayı Yemek sonrası geç dönem ve açlık döneminde hipoglisemi oluştururlar.
Beta hücreleri üzerinde destekleyici bir etkileri olup olmadığı tartışmalıdır. Olsa bile bu etki bir yıl içinde tamamen ortadan klabilmektedir. UKPDS çalışmasında bu grup ilaç alan hastaların ilk bir yılda beta hücre fonksiyonlarının arttığı ancak bir yıl sonunda tamamen azaldığı tespit edilmiştir. Bu durum ilaca karşı beta hücrelerinde oluşan bir tolerans gelişimine bağlanmaktadır.
Bu ilaçlar genelde yemeklerden belli bir süre önce alınır ki şeker dengeleyici hormon salgılatma etkileri yemek zamanı ile örtüşsün.
SULFANİLÜRE GRUBU
AMARYL (Glimepride)
GLUCOTROL (Glipizide)
Avantajlar
• Çabuk etki eder
• Tansiyonu arttırmaz
• LDL düzeyini arttırmaz
• Daha ucuz
• Günde 1-2 kez yeterli
Dezavantajlar
• Kilo aldırır (ortalama 2-5 kg)
• Hipoglisemi riski yüksek
MEGLİTİNİDE GRUBU
PRANDİN
STARLİX
Avantajlar
• Çabuk etki eder
• LDL düzeyini arttırmaz
Dezavantajlar
• Prandin: Yüksek hipoglisemi ve kilo alımı riski,
• Starlix: Kan şekerini kontrol gücü az. Sık alınmalı (günde 3 kez)
2) şeker dengeleyici hormon Direncini azaltan ilaçlar
Bu ilaçlar şeker dengeleyici hormon direncini azaltmak ve şeker dengeleyici hormonin etkisini arttırmak için, şeker dengeleyici hormonin önündeki engelleri kaldıran etkilere sahiptirler.
METFORMİN: Glukofaj bu grubun en bilinen örneğidir. Karaciğerden şeker (glukoz) yapımını engeller. Böylece kan şekeri düşer. Ayrıca hücrelere glukoz (basit şeker) girişini arttırır.
• Avantajlar
- Hipoglisemi riski düşük
- Kilo alımı yapmaz
- Tansiyonu arttırmaz
- LDL ve Trigliserit düzeyini düşürebilir.
- Ucuz
• Dezavantajlar
- Bulantı ve diyare
- Kalp yetmezliği ve böbrek sorunu olan hastalara verilemez
- Günde 3 kez alınmalı
GLİTAZONLAR: Actos ve Avandia en bilinen örneklerdir. Hücrelerin glukoz tüketimlerini arttırırlar.
• Avantajlar
- Hipoglisemi riski düşük
- HDL düzeyini destekler ve hafif artırır
- Günde 1-2 kez yeterli olur.
• Dezavantajlar
- Yüksek kalp krizi riski
- Kilo aldırır (ortalama 2-5 kg)
- Ödem (sıvı tutulumuna bağlı)
- Anemi (demir eksikliğine bağlı)
- LDL kolesterolde artış
- Avandia Trigliserid düzeyini arttırır
- Karaciğer testlerinin takibi gerekir
- Etkisi geç başlar
- Maliyetli bir tedavidir
3) Karbonhidrat emilimini yavaşlatan ilaçlar
Bu ilaçlar kabonhidratların emilimini azaltarak kan şekerinin yükselmesini önlerler. Kan şekerinin kontrolünde erken faz yükselmenin önlenmesinin önemini anlatmıştım. Önceki ilaçlar bu yükselmeyi engellmekte yetersiz kalmaktaydılar. İşte alfa-glukosidaz enzim inhibitörü dediğimiz bu ilaçlar bu nedenle üretilmişlerdir.
Yemeklerle alınan karbonhidratlar çok karmaşık yapıdadırlar. Bunların barsak hücreleri tarafından emilebilmeleri için barsakta parçalanarak basit şeker (glukoz) haline gelmeleri gerekir. Bu glukoz parçacıkları da bir takım özel proteinler tarafından barsak hücresi içine alınırlar. Bu proteinlerin baskılanması, barsaktan şekerin emilimini baskılar. Böylece yemekten sonra kan şekerinin hızla artması engellenir.
GLOCOBAY bu grubun en bilinen örneğidir. Basit şekerin barsaktan emilimini sağlayan enzim adı verilen proteinlerin baskılanmasını sağlar.
• Avantajlar
- Hipoglisemi riski düşük
- Kilo alımına neden olmaz
- LDL düzeyini arttırmaz
- Trigliserit düzeyini düşürür.
• Dezavantajlar
- Kan şekeri kontrolü düşüktür.
- Karbonhidratların emilimi azaldığından karın ağrısı, bulantı, ishal gibi bulgular olabilir.
- Nadiren safra yollarında çamur yada taş oluşumuna sebep olabilir.
4) İnkretin (ince barsak kaynaklı hormonlar) içeren ilaçlar
İnkretinler başlıca iki tanedir. GIP (Gastrointestinal Polipeptit) ve GLP-1 (Glukagon Benzeri Polipeptit-1). GIP ve GLP-1 ince barsağın farklı bölgelerinden salgılanırlar ve şeker dengeleyici hormonin etkisini arttırırlar. GLP-1 çok daha güçlü bir etkiye sahiptir. GLP-1 hem beta hücrelerini uyarır ve şeker dengeleyici hormon salgısını arttırır, hem de şeker dengeleyici hormone karşı olan doku direncini baskılayarak azaltır. İnkretinler vücutta DPPP-4 (dipeptidilpeptidaz-4) adı verilen bir enzimle yıkılırlar.
İnkretin etkili ilaçlar işte bu iki koldan etki gösterecek şekilde mevcuttur.
GLP-1 benzeri ilaçlar:
- Victoza (Liraglutide)
- Byetta (Exenatide)
• Avantajlar
- Hipoglisemi riski düşüktür
- Kısmen kilo verilmesini sağlayabilir.
- Tek doz alınır.
• Dezavantajlar
- Tiroid Kanseri’ne neden olabilir.
- Allerjik reaksiyonlara neden olabilir.
- Pankreatit yapabilir.
- Bulantı, kusma ve ishal nedeniyle çok sıvı kaybına neden olabilir. Böbrek yetersizliği gelişebilir.
DPPP-4 Baskılayıcılar:
- Januvia (Sitagliptin)
- Galvus (Vildagliptin)
• Avantajlar
- Hipoglisemi riski düşük
- Kilo alımına neden olmaz
- Bilinen çok az yan etkiye sahip
- Günde 2 kez yeterli
• Dezavantajlar
- Kan şekeri kontrolü düşüktür.
- Bilinen çok az yan etkiye sahip
- Tek başına değil, çoklu ilaç tedavisi içinde kullanılabilir.