- Tüp Mide Nedir?
- Tüp Midenin Avantajları
- Tüp Mide ile Hayat
TÜP MİDE
Tüp Mide (Sleeve Gastrektomi) midenin uzunlamasına daraltıldığı bir ameliyattır. Bu daraltma işlemi çok farklı isimler ile anılabilmektedir.
Tüp Mide yerine kullanılan isimler:
• Sleeve Gastrektomi
• Mide Tüpleştirilmesi
• Gastrik Sleeve
• Vertikal Sleeve Gastrektomi
• Büyük Kurvatur Gastrektomisi
• Paryetal Gastrektomi
• Mide Küçültme
• Vertikal Gastroplasti
Şişmanlığın cerrahi tedavisinde iki yol ile kilo kaybı sağlanır. Bunlardan birincisi yenilen yemeklerin miktarını azaltmayı hedefler. Bu tip ameliyatlarda mide hacmi küçültülür. İkinci yol ise alınan gıdaların emilimini azaltmayı hedefler. Bu tip ameliyatlar değişik uzunluklarda ince barsağı gıda geçişine kapatır. Tüp Mide sadece mide hacmini küçültmek üzere yapılan bir işlemdir. Mide uzunlamasına kesilerek bir kısmı çıkartılır. Kalan midenin hacmi küçülür. Midenin şekli ince bir muza benzer. Bu haliyle bir tüp gibi göründüğünden mide tüpü olarak da adlandırılır.
- Tüp Mide işleminde midenin en çok esneyerek mide hacmini büyüten kısmı alınır. Geride kalan mide kısmı çok fazla miktarda esnemez. Dolayısıyla aşırı yemek yemeyi engeller.
- Midenin tüp haline getirilmesi, midenin gıdalara karşı direncini de arttırır. Aşırı büyük hacimde gıdaların geçişine izin vermez. Yediğiniz yemeklerdeki lokmalarınız küçülür.
- Midenin tüpleştirilmesi mideye giren gıdaların hızla mideden boşaltılmasını sağlar. Mide de uzun süre kalamayan gıdalar, mide hacmini büyütecek zamanı bulmadan mideyi terk ederler.
- Mide tüpleştirilmesi ile ince barsağa gıdaların geçişi hızlanır. Bu hızlı geçiş ince barsaklarında hareketini uyarır. Tüp Mide ince barsaklarda hiçbir değişiklik yapmamasına karşın, gıdalarla alınan kalorilerin aşırı emilimini de bu yolla engeller.
Tüp Mide ameliyatı farklı şekillerde uzun yıllardır yapılmaktaydı. Ancak eskiden midenin sadece uzunlamasına kapatılması şeklinde uygulanıyordu. Daha sonraları midenin kapatılan kısmı çıkartılmaya başlandı. 1993 yılında Avustralya’dan Dr. Jamieson (Long Vertical Gastroplasty, Obesity Surgery 1993) ve 1996 yılında İngiltere’den Dr. Johnston (Magenstrasse and Mill operation- Obesity Surgery 2003) bu tekniği ilk uygulayanlardı. Daha sonra 2001 yılında Amerika’dan Dr Gagner midenin bir kısmının çıkartılarak uygulanmasını ilk kez yayınladı. Dr. Gagner bu şekli ile tüp mideyi ilk kez standart bir bypass yada biliopankreatik diversiyon-duodenal switch ameliyatı olamayacak kadar şişman olan super obez hastalara ilk basamak tedavi olarak yapılmasını önerdi. Bundan sonra tüp mide yada sleeve gastrektomi ameliyatı gittikçe daha fazla hastada tercih edilmeye başlandı. Bugün artık mide bandı düşünülen daha düşük BMI olan hastalara mide bandının alternatifi olarak uygulanmaktadır.
Tüp Mide Hangi Hastalara Uygulanabilir?
Tüp Mide obezite nedeniyle tedavi olması gereken bütün hastalara uygulanabilir. İlk yıllarda aşırı kilolu olan süper obez hastalara ilk basamak tedavi olarak uygulanmaya başlansa da, bugün çok daha düşük kilodaki hastalarda da yaygın olarak ve başarı ile uygulanmaktadır.- BMI (Vücut Kitle İndeksi) 50 kg/m2 üzerinde olan süper obez hastalarda ameliyat süresinin kısa olması nedeniyle ilk basamak tedavi tüp mide olarak uygulanmaktadır.
- Herhangi bir bypass ameliyatından olası uzun dönem sorunları nedeniyle çekinen hastalarda tüp mide uygulanmaktadır.
- Mide Bandı planlanan hastalarda alternatif olarak tüp mide uygulanmaktadır. - Mide Bandı uygulanmış ancak mide bandı ile sorunlar yaşayan hastalarda mide bandı çıkartılarak sleeve gastrektomi uygulanmaktadır.
- Mide bandı gibi yabancı bir cismin yaratacağı sorunlardan çekinen yada ameliyattan sonra band ayarlamaları için doktora gelmek istemeyen hastalarda tüp mide uygulanmaktadır.
- Bir başka uzun etkili ameliyata en kolay döndürülen ameliyat olduğu için tüp mide uygulanmaktadır.
Tüp Mide Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Tüp mide ameliyatında midenin bir kısmı çıkartılmaktadır. Geride kalan ve hacmi küçültülen midede bir dikiş hattı kalmaktadır. Bazı vakalarda bu dikiş hattından küçük kaçaklar olabilmektedir. Bu risk % 1’den düşüktür. Olan kaçakların da bir çoğu fark edilmeden iyileşmektedir. Bazı durumlarda bu kaçaklara bağlı küçük apseler gelişebilir. Bu durumlarda da apsenin dışarıdn boşaltılması ve uygun antibiyotik tedavi ile sorun çözülmektedir. Nadir durumlarda tekrar ameliyat ile uygun tedavinin yapılması gerekebilmektedir.Mideden oluşabilecek bu kaçakların nedenleri hem cerrahi tekniğe hem de hastaya ait sorunlara bağlı olabilir.
Bugün cerrahi olarak dikiş hattının güvenliği için çok çeşitli metodlar geliştirilmiş ve uygulanmaktadır. Bu metodlar her cerrah tarafından farklı farklı kullanılmaktadır.
Hastaya ait olan nedenler daha çok obezitenin vücuda getirdiği yük nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Obezitenin kendisi bağışıklık sisteminin zayıflamasına neden olabilmektedir. Bu da cerrahi olarak yaratılan travmanın biraz daha uzun ve zor iyileşmesine neden olabilmektedir.
Tüp mide ameliyatına ait bu sorunları artık yok denecek kadar az görüyoruz. Hem ameliyat öncesi hem ameliyat sonrası bakım şartlarımız bu sorunların üstesinden kolaylıkla gelebilecek düzeyde olup, ameliyatın güvenliğini en üst noktalara taşımaktadır.
Tüp Mide Nasıl Uygulanır?
Bütün obezite ve metabolik cerrahi yöntemler gibi sleeve gastrektomi ameliyatı da, tamamen laparoskopik dediğimiz kapalı yöntem ile uygulanmaktadır. Laparoskopik yöntemde karında açılan bir santimden küçük delikler ile bütün ameliyat gerçekleştirilir. Bunun için özel aletler kullanılır. Midenin istenilen kısmının kesilmesi ve dikilmesi işlemi bu iş için özel olarak tasarlanmış ve sadece sizin ameliyatınızda kullanılarak atılan özel cihazlar ile gerçekleştirilir. Bu cihazlar mide duvarınızı keserken birbirine özel dikişler ile yapıştırır. Biz uygulamamızda bu dikiş hattının üzerini kendimiz el ile ikinci bir kat daha kapatıyoruz. Bu işlem ameliyatın güvenilirliğini bir kat daha arttırıyor. Ameliyattan sonra aynı gün su içmeye başlıyorsunuz. Ertesi gün birçok hastanın barsak hareketleri normale dönmekte ve tanesiz sıvı gıdaları başlanmaktadır.
Tüp Mide Nasıl Etki Eder?
- Tüp mide ile bir tüp yada muz şekline küçültülen midenizin hacmi azalır. Yemek porsiyonlarınız küçülür. Örneğin ameliyat öncesinde bir tabak çorba, 5-6 tane köfte, yanında pilav yada makarna ve salata yerken ve ancak doyduğunuzu hissederken; ameliyattan sonra 4 kaşık çorba, bir tane köfte ile tıka basa doymuş olursunuz.- Midenizin çıkartılan kısmından salgılanan açlık hormonu tüp mide ameliyatından sonra %70-80 azalır. Bu hormonun adı ghrelindir. Açlık hormonunun (ghrelin) azaltılması sayesinde yemekler arasında daha az açlık hissedersiniz. Tokluk hissiniz daha uzun sürer.
- Tüp mide ile mideniz tüpleştirildiğinden dolayı, mideniz daha hızlı boşalır. Yenilen gıdaların mideden hızlı olarak ince barsağa geçmeleri, barsak hareketlerinizi de arttırır. Tüp mide barsaklarınızda değişiklik yapmamasına rağmen, kısmen barsak hareketlerinin artmasına bağlı olarak gıdaların bir kısım fazla kalorileri emilmeden atılır.
- Hastaların büyük bir kısmı değişik eskiden sevdikleri değişik yiyeceklere karşı eski isteklerini duymadıklarını ifade ederler. Hatta bazı yiyecekleri tadının kötüleşmesi nedeniyle yemek istemezler. Bu gibi yiyecekler arasında sıkça adı geçenler kahve, kola, bazı poğaça ve kurabiyelerdir.
- Midenin çıkışa yakın olan kısmına Antrum adı verilir. Sleeve gastrektomi (mide tüpleştirilmesi) sonunda midenin çıkış kısmı olan antrumun basıncı artar. Bu basınç artışı da antrumun gerilmesine ve açlık hissinin bastırılmasına neden olur. (Bergman JF. Correlation between echographic gastric emptying and - Sleeve gastrektomi içeride yabancı cisim bırakmadığı için buna ait sorunlarla karşılaşılmaz.
- Mide bandı gibi ayarlanma ihtiyacı duyulmaz. Sindirim sisteminin anatomisini değiştirmez.
- Uzun dönemdeki tek yan etkisi kısmen kilo alımıdır. Kilo alımı durumlarında daha etkili başka bir
ameliyata kolaylıkla çevrilebilir. Bu nedenden dolayı en sık önerdiğimiz ameliyattır.
TÜP MİDE AVANTAJLARI
Tüp mide midenizin dış kısmının alınarak mide hacminizi küçülten bir ameliyattır. Tüp mide sadece mide hacminizi küçültür. Barsaklarınıza ve sindirim sisteminizin başka bir parçasına müdahale edilmez. Yediğiniz yemekler normalde olduğu gibi sindirim sisteminizden emilir.
Pilor Kası Nedir?
Pilor midemizin çıkışında bulunan bir kasdır. Midemiz sindirim için gıdaları öğütürken, gıdaların ince barsağa kontrollü geçmesini sağlar.Pilor kası metabolik cerrahi ameliyatlarında önem taşır. Metabolik cerrahi ameliyatların büyük kısmında pilor kası devre dışı bırakılır. Bu durumda özellikle karbonhidratlı yiyeceklerden sonra şiddetli bulantı, kusma ve tansiyon düşmesi sonucu baygınlık geçirme gibi durumlar görülür. Bu tabloya Dumping Sendromu adı verilir. Bypass ameliyatları ve Biliopankreatik Diversiyon ameliyatlarında bu duruma sıkça rastlanır. Oysa pilor kasının korunduğu ameliyatlarda bu sorunlar çok daha az görülür.
Ayrıca pilor kası ince barsakta ki safralı içeriğin geriye kaçarak mideyi tahriş etmesini önler.
Tüp mide ameliyatında bu normal anatomi bozulmaz ve pilor korunur. Tüp mide piloru koruyan bypass ameliyatlarına kolayça dönüştürülebilir. Çünkü bu ameliyatların ilk basamağı zaten tüp midedir..
Pilor Kasının Korunduğu Ameliyatlar – Switch Ameliyatları
Bypass ameliyatlarında Pilor kasının korunmasına duodenal switch adı verilir. Bu ameliyatların en bilinenleri üç tanedir.• Biliopankreatik Diversiyon + Duodenal Switch
• Duodenojejunal Bypass + Sleeve Gastrektomi
• İleal İnterpozisyon + Diverted Sleeve Gastrektomi
Bu üç ameliyatın hepsinde de pilor kası korunur ve fonksiyon görür. Bu ameliyatlardan sonra dumping senromu çok nadir olarak görülür.
Bu ameliyatların bir başka ortak yanları da hepsinde sleeve gastrektomi ameliyatının da yapılmasıdır. Yani sleeve gastrektomi her üç ameliyatında ayrılmaz parçasıdır.
• Birinci Basamak Ameliyat (Yüksek BMI Hastalar)
Tüp mide ameliyatı özellikle vücut kitle indeksi çok yüksek olan hastalarda tercih edilir. Bunun amacı bu kadar aşırı kilosu olan (süper obez) hastaların ameliyat sürelerini kısa tutmak gerekliliğidir. Bu hastalara daha büyük bir ameliyatı tek defa da yapmaya çalışmak ameliyat sürelerini çok uzatır. Bu hastalarına anestezi ilaçlarını olabildiğince kısa sürede kesmek istenir. Tip midenin diğer büyük ameliyatlarla kıyaslandığında çok daha kolay uygulanan bir ameliyat tekniğidir. Çok aşırı kilolu yani BMI>50 kg/m2 olan süper obez hastalarda bile makul sürelerde ameliyat tamamlanabilir.Tüp mide ilk basamak tedavi olarak uygulandığında, süper obez olan hastalar bir yıldan kısa süre içinde morbid obezite sınırının da altına inerler. Yani vücut kitle indeksleri (VKİ yada BMI-Body Mass Index) 40 kg/m2 altına iner. Hastalar bu kadar kilo verip tüm sorunları hafifledikten sonra tamamlayıcı ameliyat olarak herhangi bir switch ameliyatı ile kalıcı kontrol sağlanır.
Tüp mide switch ameliyatlarının ortak basamağıdır. Her üç switch ameliyatında da ilk önce sleeve gastrektomi (mide tüpleştirilmesi) yapılır. Ardından her ameliyata özgü ince barsak düzenlenmesi bu mide tüpleştirmesine eklenir. Tüp mide bu bypasslardan birine en kolay çevrilen ve onları tamamlayan bir ameliyat olduğundan en çok tercih ettiğimiz ameliyattır.
• İlk Seçenek Ameliyat (Daha Düşük BMI Hastalar)
Tüp mide çok yüksek BMI olan hastalarla birlikte, BMI çok daha düşük şişman hastalarda da ilk tercih edilen ameliyatlardan biridir.BMI (Body Mass Index) yada vücut kitle indeksi (VKİ) 40 kg/m2 ve üzerinde olan hastalarda yada BMI>35 kg/m2 ve üzerinde olan ve diyabet yada hipertansiyon, uyku-apnesi vb ek hastalığı olan hastalarda uygulanabilir. Bu hastalarda da kalıcı bir cerrahi yöntem ilk tercih olarak sunulur. Örneğin ileal interpozisyon ameliyatı gibi. Ancak bazı hastalar daha kapsamlı bir ameliyatı hemen olmak istemeyebilirler. Bu durumda sleeve gastrektomi (mide tüpleştirilmesi) ideal seçenek halini alır. Çünkü sleeve tüp mide ameliyatı yapılan hastada, ileride daha kalıcı ve güçlü etki için ileal interpozisyon ameliyatı çok kolayca yapılabilir.
Bu düşük BMI olan şişman hastalarda ayrıca Mide Bandı da yaygın olarak uygulanan bir yöntemdir. Mide bandının uygulaması cerrahi olarak çok kolaydır. Ameliyat diğer bypasslara göre kısa sürer. Anatomi değişmez. Ancak uzun dönemde cerrahi sorunları çok fazla olabilmekte ve çok ağır komplikasyonlara neden olabilmektedir. Düzeltme ameliyatlarını tek defada yapmak mümkün olamayabilmektedir. Çünkü plastik bir yabancı cisim olan mide bandı hem mideye hem de karaciğer ve dalak gibi kanama riski yüksek organlara yapışabilmektedir. Ameliyat ile çıkartılması, yerleştirilmesi ile kıyaslanamayacak kadar zor ve riskli olabilmektedir. Bu nedenler ile bazen mide bandı çıkarttığımız zaman dokularınızın toparlaması ve sağlığını kazanması için birkaç ay beklememiz gerekebilmektedir. Düzeltme ameliyatı bir üçüncü seansa bırakılabilmektedir.
Mide bandının sıklıkla doktor tarafından ayarlanması gerekir. Cilt altı yağlı dokuya yerleştirilen ve karın duvarından içeriye girerek mide bandına bağlanan bir borusu olan port dediğimiz ayarlama kapsülünün infeksiyonları sıkça görülür. Bu durumda hem portun hemde bandın çıkartılması gerekir.
Bu nedenlerden dolayı mide bandı olmak istemeyen hastalar için tüp mide güvenilir ve uzun dönem sorunları hiç olmayan çok kullanışlı bir alternatiftir.
• Hormonal Etkisi olan Tek Mide Küçültücü Ameliyat
Midenin fundus adı verilen dış kısmından açlık hormonu salgılanır. Bu hormona ghrelin adı verilir. Bu hormon obezitenin önemli nedenlerinden birisidir. Açlık hormonunun tüp mide ile düzeyinin azalması kilo kaybının mide bandından daha güçlü ve kalıcı olmasına neden olmaktadır.Laparoskopik Tüp Mide mide hacmini % 80-90 oranında küçültür. Mide hacminde ki bu küçülme nedeniyle yemek porsiyonları son derece küçülür ve ciddi bir kalorik kısıtlama meydana gelir. Normalde bu kadar kalori kısıtlaması ile açlık hissinin çok fazla olması beklenir ancak mide tüpü yapılan hastalarda tokluk hissine çabuk olaşılır ve tokluk hissi uzun süre korunur. Bu etkinin nedeni midenin çıkartılan fundus kısmında yer alan açlık hormonu (ghrelin) salgılayan hücrelerin alınmış olmasıdır. Açlık hormonu (ghrelin) düzeyinin azaltılması, tokluk hissinin korunmasını uzatır.
Tüp Mİdenin Avantajları
• Mide hacmi küçülür ama mide fonksiyonlarını normal olarak yapmaya devam eder. Herşey yenebilir ancak küçük porsiyonlarda tüketilebilinir.• Mideden açlık hormonu (Ghrelin) salgılanan bölge çıkartılır. Açlık hormonunun azalması kilo kaybının korunmasında en önemli faktördür. Tokluk hissinin uzun sürmesinden de ghrelin düzeyinin düşürülmesi sorumludur.
• Pilor kası korunduğu ve aktif olarak çalıştığı için Dumping Sendromu engellenir. Dumping Sendromu daha çok bypass ameliyatlarından sonar görülür. Aşırı yoğun gıdalar alındığında bulantı, kusma, çarpıntı ile bayılma ataklarının olduğu bir tablodur. Sleeve gastrektomide görülmez.
• Ülser oluşumu neredeyse hiç görülmez.
• İnce barsak bypassı yapılmadığı için dumping sendromu, barsak tıkanıklıkları, ağır ülserler, anemi (kansızlık), vitamin ve mineral eksiklikleri, kemik erimesi (osteoporoz) ve beslenme bozuklukları ile ishaller sleeve gastrektomi ameliyatından sonra görülmez.
• Aşırı şişman (BMI>50 kg/m2 olan super obez) hastalarda ilk basamak tedavi seçeneğidir. Hastalar sleeve gastrektomi ile ciddi zayıflama gösterdikleri zaman yaklaşık 6-12 ay sonar tamamlayıcı esas switch ameliyatları yapılır. Birçok hastaya ikinci bir ameliyat yapılmasına hemen gerek olmamaktadır.
• Süper obezite sınırının altındaki daha düşük vücut kitle indeksli hastalarda (BMI 30-50 kg/m2) ana tedavi seçeneği olarak en çok tercih edilmeye başlanan ameliyattır.
• Bypass ameliyatlarının getireceği yükümlülüklerden çekinen hastalarda ilk tercihdir.
• Crohn Hastalığı, kronik anemi (kansızlık) yada başka hastalıklar nedeni ile herhangi bir bypass işleminin riskli olabileceği hastalarda en uygun tedavidir.
• Siroz şüphesi yada başlangıcı olan NASH (Non Alcoholic SteatoHepatitis) yada NAFLD (Non Alcoholic Fatty Liver Disease) gibi aşırı karaciğer yağlanmasının olduğu durumlarda ilk tercihdir.
• Mide bandıyla karın içinde yabancı bir cisim bırakılması ve buna ait sorunlardan çekinen hastalarda, mide bandından daha etkili bir tedavi metodudur.
• Laparoskopik olarak hızlı ve kolay uygulanabilmesi ile, aşırı obezitesi nedeniyle ağır kalp ve akciğer sorunları yaşayan hastalarda, kısa ameliyat süresi ve hızlı iyileşme sağlar.
TÜP MİDE İLE HAYAT
Tüp mide ile mideniz bir muz yada tüp haline getirilir. Yemek porsiyonlarınız küçülür. Açlık hissiniz baskılanır. Bütün bunlar kilo vermenizi kolaylaştırır ve verdiğiniz kiloları korumanıza yardımcı olur.
Tüp mide sonrasında en üst düzeyde fayda görebilmeniz için, yeni midenizin size sağladığı avantajları iyi kullanmalısınız. Bu iyilik halini korumak içinde çaba harcamalısınız.
Tüp mide ile oluşturulan mide tüpü asıl olarak katı yiyeceklere bir kısıtlama getirir. Sıvı gıdaları almakta bir zorluk yaşamayacağınızı ameliyattan sonraki birkaç saatte anlarsınız. Çünkü ameliyat bittikten ve siz ayıldıktan sonra 3-4 saat içinde su içmeye başlarsınız. Ertesi gün yürüyerek gaz çıkarttığınızda sulu yemekleri tanesiz olarak tüketmeye başlarsınız.
Bütün bunlar sıvılar ile bir sıkıntınız olmayacağının en açık göstergesidir. Ancak sıvıları rahat alabiliyor olmanız, her şekildeki sıvıları tüketebileceğiniz anlamına gelmez.
Tüp mide ile yapılan şey katı gıdaların hacmini kısıtlamaktır. Tüp mide ameliyatında hiçbir şekilde emilim değişmez. Ne kadar alırsanız o kadar emilir. Bundan dolayı kalorisi yüksek yağlı ve kremalı içecekleri almamanız gerekir.
- Mideniz küçültülse bile eğer aşırı kalorili ve yağlı yiyecekler tüketirseniz, kilo veremezsiniz. Aşırı kalori alımında kilo alımı bile görülebilir.
- Eğer kalorili yiyeceklere aşırı düşkünlüğünüz varsa, sleeve gastrektomi sizin için doğru tercih olmayabilir. O zaman bir bypass cerrahisini düşünmenizde fayda olabilir.
TÜP MİDE İLE HAYAT
Tüp Mide Sonrası Beslenme
Sleeeve Gastrektomi (yani mide tüpleştirilmesi) ameliyatı katı gıdaları rahatlıkla yemenize ilk günlerde izin vermez. İlk 2-4 hafta süresinde sıvı ve tanesiz gıdalar almanızı öneririm. Bazı hastalarım ilk haftadan sonra rondodan geçirilmiş pure haline getirilmiş sebze yemekleri yada meyve püreleri alabilirler. Burada önemli olan sizin ameliyat öncesinde ki kilonuzdur. Çok aşırı yüksek BMI (>50 kg/m2) olan hastaların mide tüpleri diğerlerine gore daha dar ve daha uzun olduğu için, böyle hastalar pure ve katı gıdaya daha geç dönemde geçerler.Sıvıları almanız zor olmayacaktır. Ancak su yada benzeri sıvıları alırken bir takım püf noktaları ve kolaylıkları hatırlamak gerekir.
Doğru ve Sağlıklı Beslenme
- Kalorisi düşük ve şekersiz içecekler için:• Karbonhidratlı, kremalı kahveler içecekler içmeyin.
• Yüksek kalorili oldukları için kilo alımına neden olurlar.
• Kafeinsiz kahveleri tercih edin. Kafein su kaybınızı arttırabilir.
- Yemeklerle beraber sıvı almayın:
• Yemek alınan sıvılar gıdaların mide tüpünden daha hızla geçmesine neden olur. Bu hem ishale hem de bulantı-kusmaya neden olur.
• Yemekten sonra en az 25-30 dakika bekledikten sonra su için.
- Yavaş yiyin, Çok çiğneyin:
• Yemek sürenizi en az yarım saate yayın. Bazen bir saate uzatmak bile gerekebilir.
• Hızlı yemek karında şişkinlik, gerginlik ve ağrı yapabilir.
• “40 kez çiğnemek sünnettir” . Lokmalarınızı ufak alın ve çok çiğneyin. Midenize giden lokmalar ne kadar yumuşak ve ezilmiş olursa o kadar rahat sindirebilirsiniz.
• Yavaş ve ağır yemek yemenin en kolay yolu yediğiniz her lokmanın içindeki farklı tatları diliniz ve damağınızla ayırt etmeye çalışmaktır. Yediğiniz yemeğin keyfine varın ve bu keyifi zamana yayın.
- Yemek yemeyi ciddiye alın:
• Yemek yemek sizin için başlı başına bir keyif ve mutluluk olmalı. Bu mutluluğun tadına varın ve onu geçiştirmeyin.
• Yemeklerinizi yemek için evde bir yer belirleyin. Mutfak yada salon uygun olabilir.
• Ağzınızda birşeyler varken yürümeyin. Yürürken birşeyler atıştırmayın. Yemeğinizi her zaman yediğiniz yerde oturarak yiyin.
• Yemek yerken sadece yemek yiyin. Televizyon yada bilgisayar başında yemek yemeyin.
- Yemek yemek haricinde size ne mutlu eder?
• Sıkıldığınız yada üzüldüğünüzde yemeğe sarılıyorsanız başka ilgi alanları yaratın. Her türlü sosyal hobi bu işe yarayabilir.
• Yemek yemekten başka hoşlandığınız 10 tane faaliyet belirleyin ve bir yere yazın. - Yediklerinizin kaydını tutun.
• Yediğiniz şeyleri not etmek günlük tüketiminiz hakkında net fikir verir.
• Yemek yerken ki hislerinizi de not etmeniz fayda verecektir.
- Yemekleri göz önünden kaldırın.
• Atıştırmalık çerez, kurabiye ve krik-kırakları dolapta tutun.
• Unutmayın “Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur”.
• Yemekleri servis ederken yemek tenceresini masaya getirmeyin. Bırakın ocakta kalsın.
• Salataları önceden yemeye çalışın. Ana yemeği sonraya bırakın.
• Servis tabak ve kaselerini küçültün.
Akılda tutulması gerekenler
- Küçük atıştırmalardan uzak durun. İster kalorili ister kalorisi düşük olsun atıştırma yada çimlenme diyeceğiniz yemek tarzı farkında olmadan kilo almanıza neden olur. Düzenli yemek alışkanlığı çok önemlidir.- Neden yemek yemeyi arzuladığınızın farkına varın. Sıkılmak, heyecanlanmak, depresyon yada aşırı mutluluk gibi durumlarda yemeye çok düşüyorsanız pskolog desteği faydalı olabilir.
- Yemek seçiminiz sağlıklı olmalıdır. Kilo vermek kadar kilo kaybını korumak da sağlıklı ve dengeli beslenme ile ilgilidir. Diyetisyeninizle sağlıklı besinleri seçmek ve kullanmak konusunda destek alın.
- Özel günler. Tatile çıkmak, doğum günü yada kutlamalar, seyahat etmek gibi durumlarda diyete uymak zorlaşır. Bunun nedeni genellikle diyetinize uygun gıdalara erişmenin güçlüğüdür. Bu gibi durumlarda tam istediğiniz gibi lifli, düşük kalorili ve sağlıklı yemekler bulamayabilirsiniz. En azından porsiyonları düşürmek faydalı olabilir.
- Egzersiz. Kilo dengesinin sağlanması alınan kaloriler ile harcanan kaloriler arasındaki dengeye bağlıdır. Tek başına diyet yapmak hem güçtür hem de yeterli kilo kaybı elde edemezsiniz. Oysa diyet ile birlikte egzersiz yapmak kilo kaybınızı arttırdığı gibi kaybettiğiniz kiloları korumanızı sağlar.
- Vitamin ve Mineraller. Sleeve gastrektomi emilim kısıtlayan bir ameliyat değildir. Ama yediklerinizin miktarı azalacağı için vitamin ve mineraller için desteğe ihtiyacınız olacaktır. Ameliyattan sonra günlük olarak vitamin haplarınız ve kalsiyum tabletlerini almanız gerekecektir.
Sleeve Gastrektomi Sonrası Sık Karşılaşılan Durumlar ve Öneriler
Kabızlık- Bol su için
- Bol lifli beslenin. Kabuğuyla yenebilien domates, salatalık, elme, armut, şeftali gibi meyve ve sebzeleri kabuklarıyla tüketin.
- Müsli yada yulaf ezmesi gibi lifli ek gıdalar alın.
İshal
- Laktozlu yiyecekeleri tüketmeyin. Ameliyattan sonra az da olsa laktoz intoleransı olabilir.
- Yemeklerle birlkte su içmeyin.
- Çok yağlı çok kalorili yada çok baharatlı yiyeceklerden kaçının.
- Probiotik yoğurtlar deneyin. Activia bilinen bir marka olarak denenebilir.
Bulantı - Kusma
- Yediğinizi kustuysanız yemeye devam etmeyin.
- Bir önceki safhaya gerekirse sulu tanesiz gıdaya geçin.
- Yemekleri iyi çiğneyin.
- Yavaş yavaş yeyin.
- Yemekle beraber su içmeyin.
- Aşırı yemeyin.
- Bunlarla kusmalarınız geçmiyor ise en kısa zamanda doktorunuza ulaşın.
Midede şişkinlik
- Hızlı yemeyin.
- Yemekle beraber su içmeyin.
- Yavaş yeyin.
- Ekmek, pirinç ve hamur işlerini az tüketin.
- Hareketsiz kalmayın.
Başdönmesi yada Baş ağrısı
- Bol sulu gıda tüketin.
- Yeterli et yada hayvansal gıdalar tüketmeye çalışın.
- Et suyu içiniz.
- Çok olmamak kaydıyla tuz tüketmeye çalışın.
Halsizlik ve Yorgunluk
- Bol sulu gıda tüketin.
- Yeterli et yada hayvansal gıdalar tüketmeye çalışın.
- Et suyu içiniz.
- Çok olmamak kaydıyla tuz tüketmeye çalışın.
- Kafeinsiz kahve için.
- Düzenli uyuyun.
- Hareketsiz kalmayın.
- Vitamin haplarınızı kullanmayı ihmal etmeyin.
Reflü veya Göğüsde Yanma
- Kafeinli içecekler içmeyin.
- Baharatlı yiyecekler tüketmeyin.
- Ağrı kesicileri kontrolsüz kullanmayın.
- Çok sıcak ve soğuk yiyeceklerden uzak durun.
Saç Dökülmesi
- Ameliyattan sonra ilk 4-6 ayda saç dökülmesi sık görülen ve kendiliğinden gerileyen bir durumdur.
- Protein içeriği yüksek beslenin. Bol bol et tüketin. Et suyu içebilirsiniz.
- Bioxin tablet yada Bioxinli şampuanlar kullanabilirsiniz.
Aşırı kilo kaybı
- Yediklerinizi kayıt edin. Doktorunuz ve diyetisyeninizle sık sık paylaşın.
Yetersiz kilo kaybı
- Yediklerinizi kayıt edin. Doktorunuz ve diyetisyeninizle sık sık paylaşın.
- Yüksek kalorili içecekleri tüketmeyiniz.
Aşırı açlık hissi
- Günlük protein alımınızı arttırın.
- Karbonhidrat alımınızı azaltın.
- Diyabetiniz varsa kan şekerinizin takibini açlık ve tokluk olarak kayıt altına alın.